1950’lerde ülkemizde “Radyo Haftası” isimli bir mecmua yayımlanırdı. Bu mecmua, adından da anlaşıldığı gibi, haftalık olarak çıkardı. Henüz TRT’nin kurulmadığı, Ankara ve İstanbul radyolarının yayınlarını sürdürmekte olduğu bu dönemde basılan “Radyo Haftası”, ünlü ses sanatçılarıyla röportajlar, radyonun yayınlarıyla ilgili bilgiler, bestekarların ve bestelerin tanıtımı gibi başlıklarla doluydu. O dönemin pop yıldızları sayılabilecek hanım şarkıcılar, en şık halleriyle verdikleri pozlarla, bu mecmuanın sayfalarında yerini almıştı. İnce bir kitap formunda basılan ve otuz kuruşa satılan dergiyi, geçtiğimiz günlerde bir sahafın raflarında ele geçirdik. Gelin sayfaların arasına dalalım şöyle bir, neler göreceğiz. Bakın, “Kimdir, Nedir?” isimli köşede, Müzeyyen Senar’la ilgili neler söyleniyor...
“Radyo Haftası. Sayı 30. Cilt 3. 16 aralık 1950. Sahipleri: Ragıp Şevki Yeşim ve Faik Şenol. Dizildiği Yer: Hadise Mürettiphanesi. Abone: Yıllığı 1500, 6 aylığı 750 kuruştur.”
“Ben Rize’nin Portakallık mahallesinde doğdum. Müzik aşkım 1936 yılında doğmuştur. Bir düğünde kemençe gördüm, aklım ona takıldı. Ve iki buçuk yıl, satın alınan bir kemençeyle gece gündüz çalıştım ve öğrendim de. Düşünün bir kere: Radyoda çalmıya başlayınca sazının aşığı, onu deli gibi seven, memleketin tek radyo istasyonunda sesini yurduna dinletmeye muvaffak olmuş bir insan ne yapar? Radyoda çalmaktan duyduğum gururdan aldığım nihai bir hızla, eşi, dostu, ahbabı, mektebi ve daha ileri giderek söyliyeceğim, hayatı bile unuttum.... Karadeniz halk türkülerini radyodan dinletmeye ve tanıtmaya çalıştım. İlk konserimde, “Yesin Oni Nenesi”, “Nazmiye”, “Keremide Su Düştü”, “Cicim Canım” türkülerini ilk defa ben çaldım.”
Ve işte “Dinlediğimiz Şarkılar” sayfasından bir güfte:
“Hançer-i aşkınla ey yâr gönlüm üzre vurma hiç
Öyle bir derde giriftârım ki derdimi sorma hiç”...